Gazeteci Beyza Kural’ın Adalet Mücadelesi Devam Ediyor – Edanur Tanış

Beyza Kural, 6 Kasım 2015’te İstanbul’da haber takibi yaparken basın mensubu olduğunu defalarca belirtmesine rağmen ters kelepçe takılarak ve gözaltına alınmaya çalışılarak darp edilmişti. Kural’ın, şüpheli polisler hakkında yaptığı şikâyet sonrasında polisler hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişti. 2016 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapan Kural’ın başvurusu 18 Şubat 2021’de karara bağlandı. AYM, Kural’ın insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının, ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Şüpheli polisler hakkında “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlamasıyla dava açıldı ve ilk duruşma 23 Haziran’da İstanbul’da görüldü. 

“HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL ARTIK, BUNU ÖĞRETECEĞİZ SİZE”

6 Kasım 2015 tarihinde Bianet’te muhabir olarak çalışan Beyza Kural, İstanbul Üniversitesi önünde yapılmak istenen Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) protestosunun haber takibini yaparken polis Kural’ı ters kelepçeyle gözaltına almaya çalıştı. Polisin öğrencileri ters kelepçe takarak gözaltına aldığını ve kendisinin de yaşananları görüntülediği esnada bir grup sivil polis tarafından alandan uzaklaştırıldığını anlatan Beyza Kural, “Gazeteci olduğumu söyledim, kartımı istediler gösterdim. O sırada gelen başka bir polis bana, ‘Sana bir şey söyleyeyim bak, hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size’ diyerek tehdit etti. Boynumda asılı olan kameramı elime aldığımda da kollarımdan çekerek gözaltı aracının yanına götürülerek gözaltına alınmamı salık verdi. Bana ters kelepçe takıldı” diyerek o gün yaşananları anlattı.

Gazeteci Beyza Kural’ın haber takibi yaparken basın mensubu olduğunu belirtmesine rağmen gözaltına alınmaya çalışıldığı anlar

O gün gözaltı aracının gözaltına alınan öğrencilerle dolu olduğunu anlatan Kural, bu nedenle gözaltı aracına bindirilemediğini, meslektaşların polislere kendisinin gazeteci olduğunu söylediğini, bunun üzerine başka bir polisin serbest bırakılması için talimat verdiğini ve serbest bırakıldığını söyledi. Olay yaşandıktan sonra hemen darp raporu alan Kural, “kolluk görevlilerinin güç kullanarak müdahale etmesi”, “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele”, “ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edilmesi” gerekçeleriyle şikayetçi oldu. Polis memurları K.A., N.D. ve Y.Ş.’nin şüpheli olarak ifade verdiğini belirten Kural, “Savcılığa gidip şikayetçi olduk. Şüpheli polisler savcılığa çıkarılmadan emniyette kendi meslektaşlarına ifade verdiler. Savcılık kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi” dedi.

Beyza Kural, 12 Aralık 2016’da AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Polis şiddetine maruz bırakılan Beyza Kural’ın başvurusu 18 Şubat 2021’de sonuçlandırıldı. AYM’nin açıkladığı gerekçeli kararda, başvurunun konusu “Bir gösteriyi takip etmek isteyen basın mensubuna, kolluk görevlilerinin güç kullanarak müdahale etmesi nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir” olarak kaydedildi. 

Kararın Genel Bilgiler kısmında, olay anına ilişkin kamera görüntüleri ve fotoğraflar sunulduğu, Kural’ın elinde kırmızı kurdeleye tutturulmuş sarı renkli bir kart tuttuğunu ancak göstericilerden ayırt edilmesini sağlayabilecek basın yeleğini giymediğinin görüntülerden anlaşıldığı belirtildi. Mahkemeye sunulan yaklaşık 8 dakikalık videoda, Kural’ın kendisine müdahale edilmesi sırasında yüksek sesle defalarca gazeteci olduğunu ifade ettiği, başka bir sivil giyimli polisin Kural’a “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” dediği kaydedildi. 

ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN TAZMİNAT KARARI

-Anayasa’nın 17. maddesinde “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz” denilerek güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının, 

-26. maddesinde, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar” denilerek güvence altına alınan ifade özgürlüğünün

 -28. maddesinde, “Basın hürdür, sansür edilemez” denilerek güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmedildi. 

AYM, insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının, ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmederek yeniden yargılama yapılması için kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine ve Kural’a 15 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.  

AYM’nin verdiği hak ihlali kararının ardından üç polis hakkında 26 Nisan 2021’de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 117/1 ve 119/1-e maddeleri uyarınca “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlamasıyla dava açıldı. AYM’nin işaret ettiği, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı, 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve 28. maddesinde güvence oluna alınan basın özgürlüğünün ihlallerine karşı ise hiçbir dava açılmadı. 

Sanıkların AYM’nin tespit ettiği suçlarla ilgili değil, “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması 23 Haziran 2021’de İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İlk duruşmada yargılanan polislerden ikisi duruşmaya geldi ve ifade verdi. Mahkeme başkanının duruşma başlarken savunmasını kesmeye çalıştığını dile getiren Kural, “Yaşananların bireysel olarak sadece benimle alakalı olmadığını, gazetecilerin alanlarda haber takibi yaparken bu şiddete çok fazla uğradıklarını, cezasızlığın bu süreci daha da tehlikeli bir hale getirdiğini anlatmaya çalıştım. Yaşanan şiddet olaylarına örnekler verdim. Başkan bunları dinlemek istemedi ancak bir şekilde anlattım” diye devam etti. 

“BASIN MENSUBU OLDUĞUNU BİLMİYORDUM”

Kural’ı “Hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size” diye tehdit eden polis Y.Ş., savunmasında “Basın mensubu olduğunu bilmiyordum, kartını görseydim böyle bir olay yaşanmazdı. Meslek hayatım boyunca bir basın mensubuyla böyle bir şey yaşamadık. Meslek hayatım boyunca ilk defa böyle bir şey yaşadım. Basın kartını ısrarla sormama rağmen göstermedi. Görmüş olsaydım zaten burada olmazdım” dedi. 

Kural’ın avukatı Meriç Eyüboğlu, sanık polise Kural’ın gözaltına alınmaya çalışıldığı sırada basın kartını gösterdiği görüntüleri gösterdi. Öte yandan, AYM’nin 18 Şubat 2021’de olayla ilgili açıkladığı kararda da Kural’ın gazeteci olduğunu defalarca yüksek sesle söylediği ve elinde basın kartı olduğu da kaydedilmişti. 

Duruşmaya gelen sanıklardan diğer polisle haber takibi yaparken birkaç kez karşılaştığını söyleyen Kural, “Ben onu (sanık polisi) gördüğümde hala ne kadar tedirgin olduğumu biliyorum. Bu insanlar hala göreve devam ediyorlar. Son zamanlarda polisin gazetecilere yönelik tutumu ortada. Ben bu insanlarla mahkeme salonunda karşı karşıya geliyorum. Orada benim ev adresim, telefon numaram teyit ediliyor. Dava dosyasında bütün kişisel bilgilerim var. Böyle bir sürece girmek bir yandan çok güvencesiz de hissettiriyor. Eğer bu süreç cezasızlıkla sonlanırsa ben kendimi o gün yaşadıklarımdan daha da güvensiz bir yerde bulacağım” diye ekledi.  

Bir sonraki duruşma 24 Eylül 2021’de görülecek.

Bu haber metni, Hollanda Büyükelçiliği MATRA Programı desteğiyle yürütülen “Genç Gazeteciler ve Bağımsız Medya Projesi” kapsamında hazırlanmıştır. Haber içeriğinden Edanur Tanış sorumlu olup herhangi bir şekilde Hollanda Büyükelçiliği’nin ve Gazeteciler Cemiyeti’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

Spread the love