Eylem ve Etkinlik Yasaklarının Sürdüğü Van’da Gazeteciler Baskı Altında – Şenol Balı

Van Valiliği, 21 Kasım 2016 tarihinden itibaren kentteki tüm eylem ve etkinlik yasaklarını uzatmaya devam ediyor. Bu yasaklar kentteki haberciliği de olumsuz etkiliyor, gazetecilerin basın açıklaması ve yürüyüşleri takip etmesi dava konusu oluyor. Bu gazetecilerden biri de Ruşen Takva. Kentteki bir basın açıklamasını takip etmesinin ardından hakkında ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla dava açılan Takva’nın yargılaması sürüyor.

Van’da 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’den beri devam eden eylem ve etkinlik yasağının uzatılma gerekçesi ‘güvenlik’. Valilik, yasakları “Anayasa ve kanunlarda öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartlarını doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylemler ile saldırı olaylarının önüne geçilmesinin planlandığı” açıklamasıyla gerekçelendiriyor. Bu yasaklar kapsamında kentteki birçok siyasi parti, STK ve dernek herhangi bir etkinlik yapamadığı gibi, düzenledikleri basın açıklamalarına da önce izin verilmiyor,ardından yapılması halinde ise müdahale edilerek engellenmeye çalışılıyor. Bu durum, gazetecilerin sahada haber takibi yapmasını zorlaştırıyor. Toplumun haber hakkına erişmesinin önüne geçen bu uygulama sonucu gazeteciler baskı altında tutuluyor ve haklarında değişik iddialarla davalar açılıyor. Genel olarak gazeteci ve basın çalışanlarının yargılanması ile gündemde olan kentte aralarında Mezopotamya Ajansı, Jinnews muhabirleri ile serbest gazetecilerin olduğu birçok basın mensubu çeşitli gerekçelerle yargılanıyor. Hakkında dava açılan gazetecilerden biri de Van’da serbest gazetecilik yapan Ruşen Takva. Takva, haber takibi yaptığı gerekçesiyle yargılanıyor.

Takva hakkında basın açıklamasını ‘düzenlediği’ iddiasıyla 19 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı

Gazeteci Ruşen Takva hakkında haber amaçlı takip ettiği yürüyüş ve basın açıklamasını “düzenlediği” iddiasıyla 19 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede Takva hakkında sadece yarım sayfalık bir bölüme yer verilmesi dikkat çekti. Takva’nın 8 Ocak 2021 tarihinde Demokratik Toplum Kongresi, Demokratik Bölgeler Partisi ve Halkların Demokratik Partisi üyesi siyasetçilerin katılımıyla düzenlenen Kürt Halkının Özgürlüğü ve Ulusal Birliği konulu basın açıklaması ve yürüyüşü gazeteci olarak takip etmesi bu yönüyle suçlama konusu yapıldı. Takva hakkında “yürüyüşü düzenleyen ve yöneten konumunda olduğu” ve “uyarılara rağmen yasal olmayan gösteri ve yürüyüşe devam ettiği” iddiasına yer verildi. Öte yandan Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede HDP ve DBP’ye ait sosyal medya hesaplarından yürüyüşe yönelik çağrı yapıldığı aktarıldı.

HDP ve DBP’nin sosyal medya paylaşımları da iddianamede yer aldı

İddianamede  yürüyüşten önce Mezopotamya Ajansı’nın yayınladığı habere ithafen çağrının “örgütün üst düzey yöneticileri tarafından planlanarak yapıldığı” belirtildi. Mahkeme heyeti ise duruşmada yürüyüşe dönük HDP ve DBP’nin sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımları da Takva’ya sordu. Öte yandan bir videodan alınmış ekran görüntüsü de dosyada suç delili olarak değerlendirildi. Kamera kayıtlarının önü ve arkası kesilerek fotoğraf üzerinden Takva’nın  kitleyi yönettiği iddia ediliyor. Takva, duruşmada bu iddianın sorulması üzerine ”Bu fotoğraf delil olarak kullanılmış ve kitleyi yönettiğime dair bir iddiaya konu edilmiş. Kolluk birimleri de, savcılık da benim gazeteci olduğumu bilmelerine rağmen dava açma yoluna gittiler,” şeklinde cevap verdi.

Polis memuru tanık olarak dinlendi

İddianamede bir polis memurunun Takva’nın aleyhindeki beyanlarına da yer verildi. Arbede esnasında darp edildiğini ve o yürüyüşte Takva’nın da ön sıralarda olduğunu ifade eden polis, duruşma salonunda ise farklı bir açıklamaya yer vererek Takva’nın yürüyüşü yönlendirdiğine dair net bir izleniminin olmadığını aktardı. Polis memuru A.Ş. duruşma esnasında şu ifadeleri kullandı: “Kürt birliği konusuyla ilgili basın açıklaması yapılacaktı. Valilik uygun bulmayarak yasakladı. Ancak basın açıklaması yapacaklarına dair haberler yapıldı. Biz de güvenlik amacıyla orada bulunuyorduk. Önce uyarı ve engelleme oldu, sonrasında müzakere yapıldı. Orada bir arkadaşımız yaralandı. Ruşen Takva da grubun içinde bulunuyordu ama yönlendirdiğine dair net bir şeyim yok. Müzakere aşamasında var mıydı, hatırlamıyorum.”

İddianameye konu olan yürüyüşten görüntü (Fotoğraf: Ruşen Takva)

Yargılama sürüyor: Takva’ya ‘’Yürüyüşü nerden öğrendiniz ‘’ sorusu soruldu 

Gazeteci Takva’nın “silahlı terör örgütü üyeliği” ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nca düzenlenen “ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmama” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması  ise 10 Haziran tarihinde Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yürüyüş esnasında Takva’nın fotoğraf çekmesini ve kitlenin önünde yürümesini ‘kitleyi sevk ve idare etmek’ şeklinde değerlendiren mahkeme heyeti, Takva’ya yürüyüşü nereden öğrendiniz” sorusunu yöneltti. Burada savunma yapan Takva,  “Basın açıklamasına gazeteci olarak katıldım. Sadece ben değil DHA, İHA gibi ajansların temsilcileri de vardı. Onlar hangi amaçla orada yer aldılarsa ben de o amaçla orada bulundum,” dedi. “Kitlenin yürüyüşüne izin verilmesi üzerine ben de gazeteci olarak kitleye eşlik ettim. Bu iddianame davaya dönüşmemeliydi. Öte yandan iddianamede sadece benimle ilgili yarım sayfalık bir bölüm var. Politik bir iddianame” ifadelerini kullandı.Yürüyüşün bir gazeteci için haber konusunu olduğunu vurgulayan Takva, yürüyüşü fotografladığını ve sosyal medya hesabında haber amaçlı paylaştığını, yürüyüşü organize etmesi gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.

”Kitleyi arkamda gösteren bir fotoğrafla kitleyi idare ettiğim kanaatine varılmış”

Takva, savunmasının devamında şunları ifade etti: ‘’8 Ocak günü basın açıklaması için toplanan kitleyi takip etmek için bulunduğum yerde kitleyi arkamda gösteren bir fotoğraf karesi ile kitleyi sevk ve idare ettiğim kanaatine varılarak örgüt yöneticisi olduğum kanısına varılmış. Yargılama aşamasında da şunu sordum. Peki, ben bir gazeteci olarak soruşturmayı hazırlayan duruşma savcısını yolda yürürken arkasında herhangi bir siyasi parti binası ile fotoğraflarsam, ‘siyasi partiden talimat alıyor’ diyebilir miyim?”

Yapılan savunmaların ardından Mahkeme, dosyanın esas hakkında mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcılığa gönderilmesine hükmederek yargılamayı  12 Ekim 2021 tarihine erteledi.

Takva; Yasaklarla farklı seslerin susturulması hedefleniyor 

Kentte devam eden yasaklar ve hakkında açılan dava hakkında konuşan Takva, iddianamenin siyasi nitelik taşıdığını söyledi. İddianamede elle tutulur herhangi bir iddianın bulunmadığını belirten Takva, şunları söyledi:  “Kentte yıllardır devam eden bir yasak var.Bu yasaklardan dolayı kentteki siyasi parti ve kurumlar konu ne olursa olsun güncel gelişmelere dair bir etkinlik yapamıyor,bir söz söyleyemiyor  veya düşüncelerini basın açıklaması yoluyla beyan edemiyor. Gazetecilerin yaptığı haber takipleri de yine bu yasaklayıcı yaklaşım sonucu yargılama konusu yapılıyor. Burada farklı olan tüm seslerin susturulması çabası. Hukuk, yasaları ihlal etme pahasına muhalif sesleri susturmaya çalışıyor. Bu paha ise gazetecilerin özgürlüğü ile ödenmek isteniyor.’’ 

Bu haber metni, Hollanda Büyükelçiliği MATRA Programı desteğiyle yürütülen “Genç Gazeteciler ve Bağımsız Medya Projesi” kapsamında hazırlanmıştır. Haber içeriğinden Şenol Balı sorumlu olup herhangi bir şekilde Hollanda Büyükelçiliği’nin ve Gazeteciler Cemiyeti’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

Spread the love