İş Güvenliği Uzmanlığı – Yusuf Özgür Bülbül
İş Güvenliği Uzmanlığı – Yusuf Özgür Bülbül
İSG-SEN Genel Başkanı: İş güvenliği uzmanları birer rehberdir
İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) Genel Başkanı İrfan Sayar, iş güvenliği uzmanlarının bir rehber olduğunu söyleyerek, “Mevzuatlarımız bize iş güvenliği uzmanlarının bir rehber, danışman olduğunu söylüyor, iş güvenliği uzmanları yaptıkları iş dolayısıyla ancak işverene karşı sorumludur” dedi.
Türkiye’de 20 Haziran 2013 tarihinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile yeni bir yaşam alanı bulan iş sağlığı ve güvenliği sektörü, hızla büyüyen ve çeşitli sektörlere hitap eden bir iş kolu haline geldi. İş güvenliği uzmanlığı, iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin çalışma alanlarının çeşitliliği sebebiyle, istihdam alanı fazla olan bir meslek kolu haline dönüştü. İş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyette bulunmak üzere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yetkilendirilen, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanlardan oluşan iş güvenliği uzmanlığı mesleğine ilişkin güncel gelişmeleri İSG-SEN Genel Başkanı İrfan Sayar ile konuştuk.

Sayar: Mesleğimize has sorun ve sıkıntıları amaç edindik
Maden mühendisi ve iş güvenliği uzmanı olan Sayar, aynı zamanda çevre uzmanı ve adli bilirkişi. Bu alanda yayımlanmış 3 kitabı olan İSG-SEN kurucu Genel Başkanı İrfan Sayar, sendikaları hakkında şu bilgileri verdi: “İş sağlığı ve güvenliği alanında kurulmuş ilk ve tek sendikayız, 2018 yılında kurulduk. İş güvenliği uzmanlarının, işyeri hekimlerinin, işyeri hemşirelerinin, iş güvenliği ve sağlığı bölüm mezunlarının hak ve menfaatlerini korumaya yönelik çalışmalar yürüten, özlük hakları, itibarsızlık, haksız yere yargılanma gibi sendikal alanların mücadele ettiği konuların yanında mesleğimize has sorun ve sıkıntıları da kendine amaç edinmiş bir sendikayız. 10 aşkın ilde temsilciliği olan ve 40 kişilik bir yönetim kadrosu olan bir sendikayız. Türkiye’yi karış karış geziyoruz. Haksız yere yargılanan meslektaşlarımız, sorunları olan meslektaşlarımız, eğitim gibi konular üzerine yoğunlaşıyoruz.”
“Yanlış anlaşılan bir meslek”
“Herhangi bir konfederasyona bağlı değiliz ve bağımsız bir sendikayız” diyen Sayar, 200 işçi sendikası içerisinde üye sayısı açısından da ilk 15’in içerisinde olduklarını hatırlattı. Bu meslek kolunun Türkiye’de yeni gelişim gösterdiği için yargı erkleri tarafından yanlış anlaşılmalara neden olduğuna dikkat çeken Sayar, iş güvenliği uzmanlarının davalarda tutuksuz yargılanmaları gerektiğini ifade etti. Sakarya’daki havai fişek fabrikasında iş güvenliği uzmanı olarak çalışan Aslı Bozkurt’un tutuklanma olayını değerlendiren Sayar, “Aslı meslektaşımız 250 gün tutuklu kaldı, tutuksuz yargılanması gerekirdi. Tutuklanması mantıksızdı bize göre çünkü mevzuatlarımız bize iş güvenliği uzmanlarının bir rehber, danışman olduğunu söylüyor. Yaptığı iş dolayısıyla ancak işverene karşı sorumludur diyor. Doktor size bir reçete yazdı siz ben bu reçeteye uymak istemiyorum o ilaçları içmek istemiyorum derseniz burada doktorun yapacağı bir şey kalmıyor. İş güvenliği uzmanı da sizin iş kazasına uğramamanız için, fabrikanın patlamaması için, yangın çıkmaması için gerekli çalışmayı yapar ve size tebliğ eder, görevi bu kadardır. Yeni bir meslek, yeni bir sektör olduğunu için hakimler ve savcılar tarafından yanlış anlaşılan bir meslek olduğunu düşünüyoruz. Bunu anlatmak bizim boynumuzun borcu ama bırakın kendimizi ifade edelim. Aslı hanım için çok çabaladık, inşallah bundan sonrası çok daha iyi olacak ve bu karar bir emsal teşkil edecektir. İş güvenliği uzmanlarının günah keçisi olmadığını, iş kazalarında bir sorumluluğunun olmadığını tüm halkımız görecek.”

“Sınavı geçmeye yönelik bir eğitim veriliyor”
İş güvenliği ve sağlığı eğitimleri üzerine de konuşan Sayar, eğitimleri ve eğitimi veren kişileri yetersiz bulduğunu dile getirdi. Sayar, “Biz teknik bir personeliz, teknik bir personelin sadece uzaktan eğitimle ve staj yapmadan, bir tecrübe edinmeden sahaya çıkması fecaat bir durum oluşturuyor. Okuldaki müfredatlar yetersiz. Mesela ön lisans bölümünde meslek dersi 10-11 tane gösteriliyor. 4 yıllık Lisans bölümünde ise 32 ders veriliyor. İş güvenliği uzmanı olabilmek için öncesinde gidilen eğitimlerde 47-48 ders veriliyor. Bu da ders sayısının yetersiz olduğunu gösteriyor. Sahadan gelen anlatıcıların farklı bölümlerdeki hocalardan oluştuğu görülüyor ve çok eksik var. Kaynak eksikliğimiz de var. Yazılmış makaleler eksik ve ders kitaplarında da eksiklik var. Sınavı geçmeye yönelik bir eğitim veriliyor. Saha uygulama eğitimlerinde bir açlık var. Öğrencilerin tespit öneri defterini hiç görmediğini görüyoruz. Tehlike nedir, risk nedir? diye sorduğumda cevap alamıyorum. Eğitim yetersiz ama bu konuda hiçbir meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılmasına da asla izin vermem. Meslektaşlarımızın yetkinliğini de sorgulamıyoruz. Diplomalarını almışlardır, yetkindirler. Eğitimlerin daha iyi hale getirilmesini amaçlıyoruz. Ders sayıları ve dersi anlatanlar yetersiz. Bu eksikliğin giderilmesi için de uğraşıyoruz.”
“Staj görmeyenler zorlanıyor”
Staj görmeyen öğrencilerin sektörde zorluk çektiklerine de vurgu yapan Sayar sözlerini şöyle tamamladı: “Staj olmayan bölümlerdeki arkadaşların ve staj görmeyen arkadaşların sahada zorlandığını görüyoruz, yaşıyoruz. Staj yapmayan doktor olur mu? Uygulama yapmayan arkadaşlar çok sıkıntı yaşıyor. Ameliyat etmeyi bilmeyen bir doktor gibi mezun oluyor. Bu durumun da iyileşmesini istiyoruz, çaba gösteriyoruz.”
Bu haber metni, Hollanda Büyükelçiliği MATRA Programı desteğiyle yürütülen “Genç Gazeteciler ve Bağımsız Medya Projesi” kapsamında hazırlanmıştır. Haber içeriğinden Şenol Balı sorumlu olup herhangi bir şekilde Hollanda Büyükelçiliği’nin ve Gazeteciler Cemiyeti’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.